Marmaris Tatili 2016 - Marmariste Gezilecek Yerler


 Marmaris'i yeniden keşfettik bu sene :
Feribot pozu da olmazsa olmazımız :)
04 gibi yola çıkmayı planlasak da uyuya kalıp 07 gibi anca çıktık. tatile giderken istanbul trafiği de ayrı bi çekilmez oldu(belki bu yüzden sevcana hafiften çemkirmişimdir:) Yalova'ya geçiş için yine feribotu tercih ettik, hem kısa bir mola, hem deniz havası, manzara, martılara simit atmaca..

Aslı Hotel, konum güzel gerisi tırt..
Sıfır mola, non stop yolculuk ve Marmaris Aslı Hotel (linklere tıklatıp mekanları görebilirsiniz) booking de aynı fiyata daha yüksek puanlısı olmasına rağmen biz ilk gün denizsiz bitmesin diye(evet bu takıntı bana ait)  alel acele konumundan da dolayı buraya yerleştik. Ve arkamızda ki sahilde bu tatilin ilk denizine girdik..


Akşam Marmaris marina'ya(netsel marina) kadar sahil şeridinden geze geze yürüdük, Marina da kahve dünyasında kahvemizi içip müzik sesine doğru devam ettik. Zoom Eat'n Joy (ismi dandik kendi hoş) isimli marinanın yegane eğlence mekanına girdik, keyifli, eğlenceli bir canlı müzik eşliğinde güzel saatler geçirdik. (Yine ilk gün 5 gün gibi geçti, bu hisse bayılıyoruz)

Netsel marina, bu köprüyle geçiliyor..
Zoom dan sonra biraz zoom bir halde barlar sokağına girdik, barlar sokağında çekilmiş düzgün bi resim bulamadım, googlelayın olmazsa. Club areena'ya(arada ünlülerin de geldiği güzel bi mekan) girdik lakin yarım saat dayanamadık, eğlence bombastik :) ama galiba accık yaşlandık biz bu kadarı için :) Barlar sokağında geç saatlerde biraz takılın, eğlence sokağa taşıyor, çok fena çok :)

Salona çok yakışır dedi ama kaldıramadık :)
Ertesi gün gülşen geldi areena ya ama biz kısa bir kararsızlık sonrası yine zoom'a gittik, zoom da full çekiyordu netekim..

Sabah nerede(en iyi deniz) soruma kimileri selimiye dediyse de, çoğunluk çiftlik koyu dedi. Amma ilk önce kızkumu'na gitmek lazımdı tabi, nede olsa marmarisin en popüler aksiyonu..
Kızkumu
 Burası denize girmeye pek uygun olmayan(suyu bulanık) denizin üzerinde yürüme aktivitesi dışında oyalanmayacağınız bir yer. Gelin bu doğa mucizesini görün, lakin sandalet veya deniz ayakkabısı ile, olmadı parmak arasıyla girin suya çünkü taşlar fena kesiyor ayakları, biz girerken pek acıtmıyor nolcak filan dediysek de geri dönüşte baya bi acı çektik.

Bu hareketi de ne çok yapıyorum, başka bişey bulmak lazım ama zafer işaretinden iyidir bence :)
Kızkumunda süt mısır satan gençler "abi napcan selimiyeyi beya, çiftlik koyunda su avuz gibi, rafet baba var ora git emrenin selamı var de, ben ora çalışan filanın, falanının feşmekanının dıdısının bıdısıyım, söyle kalamarını bak keyfine" tavsiyesi verdiler. Nerdeyse bırakıp mısırları geliyolardı bizimle. Kızkumu sonrası selimiye'ye sürdüm(merak işte) 

Selimiye butik otellerin sahil şeridinin genelini kapladığı, denizi güzel ama taşlık ve her yerde sığ olmayan küçük bir yer.. Kafa dinlemelik, akşam marmarise gidip eğlenip içemeyeceğin mesafede, çocuklu aileler için denizi pek elverişli olmayan, 40+ belki takılmalık gerenksiz bir yer bence :)))

Çiftlik Koyu, Rafet Baba
Bizim emre'yi tanıyan çıkmadı Rafet Baba da ama kalamarı dediği kadar varmış. Çiftlik Koyu'nu öyle sevdik ki, kalan günlerimizin çoğu burda geçti. Marmaris'ten 40 dk süren virajlı dağ yollarıyla geliniyor ama bu deniz buna değer. Deniz olayına takılmıyorsanız(ki o zaman şileye gidin :) marmaris merkez de, en iyisi olmasa da olur diyorsanız içmeler de takılın..



Çiftik koyu'na giderken Amos(Turunç) yolundan sağa sapıp devam ediyorsunuz. Bir gün bir de şu turunç'a Amos'a da göz atalım derseniz(ki demeniz içinizdeki kaşifin emridir:) Turunç böle bir manzara sunuyor yukarıdan. Küçük tıkış pıkış gözüküyor dimi, ama denizi güzelmiş, peki ya çiftlik koyunun sakinliği? O yüzden Amos'a devam..
Resimde çok çıkmamış ama koy müthiş görünüyordu
Amos antik kentinin yolunu şaşırıp (birazda aceleden, sevcan arabada uyuyor, arabayı çalışır halde bırakıp keçilik yapıyorum) sur duvarlarına kadar tırmandım şehrin, meğer giriş aşağıdanmış, neyse hızlı bir tur atıp geri döndüm. Turunç'tansa burada takılmak daha keyifli olur..  

Sonra yine çiftlik koyuna dönüp tam gün deniz keyfi yaptık..



Akşam üzeri Turgut Şelalesi ne gidelim dedik, arabayı tam bu noktada bırakıp ormanın içinden yürüyerek, Şelale Alabalık'ın içinden geçerek şelaleye gittik. Keyifli bir yürüyüştü. 


Su buz gibiydi, gündüz safari turları geldiğinden çok kalabalık oluyomuş, sabah 09-12 veya akşam saati gelmek lazımmış.
Dönüşte Şelale Alabalık da yemek yedik, herşey çok güzeldi. Mekan sahibi amcayla da baya sohbet ettik, "gündüz yer bulunmazdı burda şimdi 2-3 masa oluyor. Tam ruslar gelmeye başladı bir de bu(15 temmuz) oldu" diyor. "Kaçak askerler çıkar gelirse telaşesi var mı" diye sorunca sevcan, amcam kendinden emin, "bi seslendin mi bütün turgut köyü 5 dakkaya buraya çöker, hele bi gelsinler yiyosa" diyor :)

Dönüşte de elinde ışıldakla zifiri ormanın içinden arabaya kadar götürdü bizi sağolsun, öyle ki arabanın dibine gelmişiz görmüyoruz, yoldan da araba geçmeyince...

Akşamımız yine Zoom'da zoom olarak geçti, yine barlar sokağında 3-5 shot atıp iyice güzelleştik, takside 20 yazıyor otele barlar sokağından, taksiciler jet pilotu hoş sohbet abiler, sevdim hepsini..

Ekincik koyu yolunda portakal bahçeleri... Portakal suyu satan amca "sabah beri 17 tl kazandım hepsi kar olsa n'olur, iki tane buzdolabı var" diye dertlendi üzdü bizi. Portakallar hep ağaçta kalmış, "tüccar gelmedi almaya" diyor, "hepsi rusyaya gidecekti.."
Sabah yollara düşüp(bavulları da toplayıp) sevcanın amcasının tavsiyesiyle Köyceğiz ekincik koyuna gittik, hesapta o gece Hotel Falcon Crest de kalacak ve ekincik koyunda denize girecektik ama deniz dalgalıydı ve akşam yapacak hiçbirşey yok gibiydi oralarda.. Aslında kafa dinlemeye doğayla başbaşa olmaya geldik ama kulağımızdan club areena'nın gümbürtüsü daha geçmemişken galiba o moda giremedik. O kadar yola rağmen kalmadık orda :)

Ekincik
Dalyan'a sürdüm burdan, yine Nar Danesi'nde yemek yedik, İztuzunda denize girdik(iztuzunu da neden bu kadar sevdiğimi anladım, ahşap şezlongların geniş olmasından mütevellit çok rahat olmaları :) Önceki yazılarımda Nar Danem ve İztuzun dan fazlaca bahsettiğimden ne resim koyuyorum ne de lafını ediyorum..

Akşam Fethiyeye geçip uygulama oteline yerleştik..

Barista
Ardından daha önce de geldiğimiz Barista'ya geçip canlı müzik eşliğinde yemek yedik. Hem çok güzel, hem de çok uygun fiyatlı bir mekan.. Bu sahil şeridinde çok güzel mekanlar var bayılıyrum hepsine(mimari olarak)

Ardından barlar sokağına gidip, Havana Club(isminden emin de değilim ne yalan sölim) diye bi mekanda baya eğlendik,


Sabah şöyle bi düşündük, Daha önce gittiğimiz Belcekız veya Gemiler Koyu mu, yoksa Çiftlik Koyu'mu diye.. Çiftlik ağır bastı ve tası tarağı toplayıp Marmaris'e yola çıktık. Fethiye de eğlenceli bir akşam Marmaris te ki olası monotonlaşmayı gidermişti zaten, o halde geri dönebilirdik :)

Yolda tam burada kiYuvarlak çay'a da uğradık, zamanınız varsa mutlaka uğrayıp bu buz gibi suda yüzün, alabalığınızı yiyin ve devam edin derim.. Yolda ki satıcılardan da incir alın, yazıktır güneşin alnında bekliyolar saatlerce..

Palamutbükü
Ertesi gün sabahtan yola çıkıp Datça da kısa bir tur attık(arabayla şöyle bi) ve Palamutbükü'ne geçtik. Datça da en iyi(lerden) deniz burda diye duyduk, hakkını da verdi hani.. Deniz müthiş, yemekler fevkalade(Organik restaurant).. Organik restoran pansiyonmuş aynı zamanda, gecelik 150 dedi, ama kahvaltımız şahane abi diyor, aslında kalınırdı burda bi gece, kabak çiçeği dolması, böğrülcesi, fasulyesi filan (aman yarabbi) çok iyiydi..

Knidos ta gün batımı, biranızı sandalyenizi alın, gün batımını bir de burdan izleyin..
Deniz sefası sonrası Knidos antik kentine geçtik, ören yeri girişi kapanmıştı.. manzası, havası şahane bir ortam, gün batımı için en iyi yerlerden..

Sonra datça'ya geçtik, meşhur denen Fevzinin Yeri'ne gittik, Nasıl meşhur olmuş bilemem, gittik orası dolu, şurası rezerve filan, neyse oturduk. Tezgahtan balık seçeriz diye içeri girdik, adam gözlerini büyütüp "burda böyle birşey yok, siz oturun ben gelcem zaten" diye böyle anlamsız bir tavır, trip filan.. bekle bekle gelmedi de.. derhal kalkıp Zekeriya Sofrasına gittik ve memnun da kaldık, ev yemekleri, mezeler şahane..

knidos
Datça beklediğimden büyük, canlı, hareketli bir yer çıktı. Canlı müzikli bir kaç mekan, güzel sahil restoranları, kafeleri vs. sevdim doğrusu. Datçanın balı, bademi bide bişeyi meşhurmuş:) O yüzden Datça köy ürünleri mağazasından, badem şekeri, kekik balı, zeytin yağı, zeytin bir sürü şey aldık, beğendikte hepsini. Acıbadem de şahaneydi.. Bir de bi kafe de badem kahvesini denedim, kültür olsun diye denenebilir ama tırt yani..


Çiftlik koyunda su sporları aksiyonu da var, 10 dk 70 tl eder mi bilmem ama keyifliydi, biraz da gerdi ne yalan söylim :)


Çiftlik Koyu'ndan dönerken içmeler manzarası, Seni çok seviyor lan yeliz...

Dönüş Yolu - Çine Barajı - Yol kenarında duran bakırcılardan bişeyler almaca :)
ve ev..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder